Evde otururken camın dışından esen rüzgârın sesi bile bazen içimizi ürpertmeye yeter. Hele ki yaşadığınız yer sık sık deprem bölgesi olarak anılıyorsa ya da sel riski taşıyorsa aklınızdan geçenler başka türlü olur. Bir sabah uyandığınızda çatlayan duvarlarla ya da taşan sokaklarla karşılaşmak her ne kadar alışılmış gibi görünse de aslında hazırlıklı olmak bu gerilimi azaltabilir. Bu noktada sigorta kavramı sadece yasal bir zorunluluk değil aynı zamanda iç huzurun anahtarı haline gelir.
Güvenliğinizi sağlamak için attığınız her adımda içinde yaşadığınız bölgenin taşıdığı riskleri göz önünde bulundurmanız gerekir. Sadece evinizi değil aynı zamanda eşyalarınızı hatta aracınızı da düşünerek plan yapmanız gerekebilir. Çünkü bazı bölgelerde yaşamak daha fazla sorumluluk yükler. Risklerin farkında olmak sizi korkutmamalı çünkü doğru adımlar atıldığında yaşam çok daha kontrollü hale gelir.
Doğal Afet Riski Yüksek Bölgelerde DASK Poliçesi Nasıl Belirlenir?
Deprem kuşağında yer alan bölgelerde yaşamak bazı konularda daha dikkatli olmayı gerektirir. Bu bölgelerde yaşayanlar için en temel güvenlik adımı zorunlu deprem sigortasının doğru şekilde düzenlenmesidir. Sadece zorunlu olduğu için değil gerçekten koruma sağladığı için bu poliçenin içeriği titizlikle incelenmeli.
Öncelikle sigorta bedelinin doğru hesaplanması gerekir çünkü eksik teminatlar olası bir afette geri dönüşü olmayan maddi kayıplara neden olabilir. Poliçedeki metrekare birim fiyatı binanın yapısal özelliklerine ve bulunduğu bölgeye göre belirlenir. Yapının betonarme ya da yığma olması, kaç katlı olduğu ve kullanım amacı bu hesaplamada etkili olur.
Yüksek riskli bölgelerde yaşayanların güncel yapı bilgilerini mutlaka poliçe düzenlenmeden önce kontrol etmesi büyük önem taşır. Eğer bina hasarlıysa ya da riskli yapı statüsündeyse sigorta kapsamında sınırlamalar olabilir. Bu tür teknik detaylar kimi zaman gözden kaçabilir fakat sigorta poliçesinin geçerliliği bu detaylara bağlıdır.
Sunay Yıldırım Sigorta ile çalışırken poliçenizi bölgesel risk analizine göre şekillendirebilir, sadece zorunlu olanı değil gerçekten ihtiyaç duyduğunuz korumayı elde edebilirsiniz.
Hırsızlık ve Yangın Teminatları Yüksek Riskli Mahalleler İçin Yeterli mi?
Bazı mahallelerde güvenlik önlemleri ne kadar artırılsa da hırsızlık gibi olaylar daha sık yaşanır. Bu tür durumlarda konut sigortasına dahil edilen hırsızlık teminatı kritik hale gelir. Ancak burada önemli olan sadece teminatın varlığı değil kapsamının ne derece koruma sağladığıdır.
Hırsızlık teminatları genellikle çilingir zoruyla ya da cam kırarak yapılan girişlerde devreye girer. Fakat olayın gerçekleşme şekline göre bazı talepler teminat dışında kalabilir. Bu yüzden poliçedeki hırsızlık maddesi dikkatlice okunmalı gerekirse detaylandırılmalıdır. Örneğin yalnızca kilitli kapıdan girilmesi durumunda geçerli olan bir poliçe açık pencere gibi durumları karşılamaz.
Yangın teminatı da benzer şekilde değerlendirilmelidir. Yüksek riskli mahallelerde özellikle eski yapıların yer aldığı alanlarda yangın riski daha fazladır. Elektrik tesisatlarının yetersiz olması ya da kolay tutuşan yapı malzemeleri yangın çıkma olasılığını artırır. Bu bölgelerde yaşayanlar poliçede yangın teminatının genişletilmiş olmasına dikkat etmelidir. Teminatların sadece isimleri değil içerikleri önemlidir. Özellikle yüksek risk taşıyan bölgelerde standart içerikler yeterli olmayabilir bu yüzden detaylı koruma planları tercih edilmelidir.
Zorunlu Sigortalar Dışında Hangi Ek Teminatlar Alınmalı?
Hayatın beklenmedik yüzü çoğu zaman detaylarda gizlidir. Bu yüzden sadece zorunlu sigortalarla yetinmek yeterli koruma sağlamaz. Riskli bölgelerde yaşayan bireylerin ek teminatlarla güvenlik ağını güçlendirmesi gerekir. Örneğin su baskını ya da sel riski taşıyan alanlarda bu tür doğal afetleri kapsayan ek teminatlar mutlaka değerlendirilmelidir. Bazı poliçelerde su basması sadece bina için geçerlidir ancak eşyalara gelen zarar kapsam dışı bırakılabilir.
Elektronik cihaz teminatı da oldukça faydalıdır. Özellikle yıldırım düşmesi ya da elektrik dalgalanması gibi durumlarda cihazların zarar görmesi sık rastlanan olaylardandır. Bu teminat sayesinde televizyon, bilgisayar gibi değerli eşyalar güvence altına alınabilir. Konut dışı ek teminatlar da düşünülebilir. Örneğin cam kırılması ya da dış cephede oluşabilecek zararlar için sunulan ek paketler mevcuttur. Bunlar özellikle giriş katlarda oturanlar için önem taşır.
Sunay Yıldırım Sigorta'nın sunduğu esnek ek teminat seçenekleri sayesinde riskin türüne özel çözümler geliştirilebilir. Bu sayede sadece yasa gereği değil ihtiyacınıza uygun bir koruma planı oluşturmanız mümkün olur.
Konut, Araç ve Eşya Sigortasında Bölgesel Farklılıklar
Bir bölgede yaşamak sadece adres değil risk profilini de belirler. Bu nedenle sigorta kapsamı oluşturulurken standart bir yaklaşım yerine bölgesel faktörlerin dikkate alınması gerekir. Örneğin deniz kenarında yaşayan biri için sel ve nem kaynaklı zararlar ön plandadır. Ancak iç kesimlerde yer alan yüksek rakımlı bir şehirde don ya da çatı çökmesi gibi farklı riskler öne çıkar. Sigorta poliçesi hazırlanırken bu farklar hesaba katılmalıdır.
Araç sigortasında da benzer bir durum söz konusudur. Yoğun kar yağışı olan bölgelerde cam kırılması ya da zincirsiz kullanım nedeniyle yaşanan kaymalar sigorta şirketlerinin sıkça karşılaştığı talepler arasında yer alır. Buna karşılık büyük şehirlerde kaza ve çalınma riski daha fazladır.
Eşyalar için yapılan sigortada da bölgesel riskler etkilidir. Nem oranı yüksek olan yerlerde mobilyaların zarar görme olasılığı daha fazladır. Bu nedenle eşyaların türüne ve bulunduğu ortama göre teminat kapsamı oluşturulması gerekir.
Sigorta Şirketi Seçerken Bölgesel Risk Analizi Ne Kadar Önemli?
Her bölgenin taşıdığı risk farklı olduğu için sigorta planı da buna göre yapılmalıdır. Bu noktada sigorta sağlayıcının sadece genel hizmet sunması değil bulunduğunuz bölgeye özgü riskleri analiz etmesi önem taşır.
Bölgesel risk analizi yapılmadığında alınan poliçeler eksik kalabilir. Örneğin deniz kenarında yaşayan bir kullanıcı sel teminatı olmadan konut sigortası yaptırmışsa yaşanacak bir taşkında poliçe yetersiz kalır. Bu durum hem maddi hem manevi zarara neden olabilir.
Risk analizi yapılırken çevre koşulları, yapı özellikleri ve bölgedeki geçmiş hasar kayıtları dikkate alınmalıdır. Böylece oluşturulan sigorta planı daha gerçekçi olur. Herkese aynı paketin sunulması yerine kişiye özel plan yapılması bu noktada daha doğrudur.
Sunay Yıldırım Sigorta bu analizi profesyonel şekilde yaparak size sadece kağıt üstünde değil gerçek anlamda koruma sağlayacak bir yol haritası sunar. Çünkü önemli olan sadece sigorta yaptırmak değil gerçekten güvence altında hissetmektir.